Techpanel

Bilindiği gibi reklam, tüketicilerin satın alma kararlarını etkilemekte ve diğer tutundurma faaliyetlerine destek vermektedir. Reklam, tüketicilerin satın alma kararını vermelerini iki şekilde etkilemektedir. Kısa süreli veya uzun süreli, sürekli satın alma durumunu yaratma amacı taşımaktadır. Eğer reklam, uzun vadede satın alma kararını etkileme amacı taşımaktaysa, tüketicilerle iletiştim kurduğunda, uzun vadeli ikna yöntemi kullanmaktadır. Böyle bir amaç için, firmanın kurumsal markasını oluşturmaya çalışarak, imaj reklamları ve kurumsal reklamları tasarlar ve onlara sunar. Tüketicilerin marka ile aralarında duygusal bağların oluşmasını sağlar. Tüketicilerin, marka, ürün ve hizmete yönelik sempati ve güven duygularını oluşturmalarını sağlar. Tüketicilerin, satın alma kararını vermeleri bu noktada çok acil değildir. Zamanla ve daha sağlam zeminlerle markaya bağlamaya çalışarak, ileriki süreçlerde satın alma kararlarının sürekliliğini sağlar. Yani burada reklam satın alma kararından önce, aslında markalaşma yoluna katkı sunmaktadır. Reklam verenin markalaşma yolunda ilerleme kat etmesi, zaten tüketicilerin satın alma kararlarıyla ilgili olmaktadır.


Firma, kurum, kuruluşların reklam planlaması yaparken, dikkat etmeleri gereken hususlar oldukça önemlidir. Öncelikle reklam planlaması, pazarlamanın planlamalarına oldukça benzerdir. Pazarlama planlarında tutundurma faaliyetleri bulunmaktadır, bu aynı zamanda reklamın da vazgeçilmesi olmaktadır. Bu özelliğin dışında, reklam planlaması, firmanın amacına göre oluşturulmaktadır. Firmalar, reklam ile neleri amaçlamaktadır? Firmalar genellikle; Satışların arttırılması, satışların ani olarak gerçekleşmesi, kurumsal imaj oluşturulması, tüketicilerin satın alma kararlarını hatırlatması, rakiplerle mücadele edilmesi, satışa engel durumların düzeltilmesi, kurum veya marka kimliğine ait unsurların görülünce anlaşılması veya bilinmesi v.b. pek çok amaç taşımaktadır. Reklam veren firma, önce reklamın amacını tespit etmelidir. Bundan sonraki aşamada yapılması gereken, reklama ne kadar bütçe ayrılacağının belirlenmesidir. Yani reklam veren firma, bundan sonra, reklam bütçesini planlayacaktır. Daha sonra, reklam kampanyasının stratejik planlaması için, kendine bir reklam ajansı seçmelidir. Daha sonraki bütün işlemler, reklam ajansıyla birlikte planlanacaktır. Gerçi günümüzde reklam ajansları buraya kadar olanları da, reklam veren firmalar için planlayabilmektedir.


1930 yılı reklamcılık sektörü için sıkıntılı bir dönem olarak gerçekleşti. 1946 yılı ise tanıtım araştırmalarının tekrar başladığı, AIDA VE DOGMAR modellerini içine alan, tüketici davranış modelleri üzerinde durulduğu yıl olmuştur. 1950 yılında, İlk araştırma çalışmalarının ve sonuçlarının gelişim gösterip sektör tarafından benimsenmesiyle, pek çok ajans kendi bölümleri arasına araştırma birimini de eklemiştir. Ama kimi reklam ajansları, bugünde olduğu gibi, araştırmaları, piyasada faaliyet gösteren ve aralarında anlaşmaların olduğu araştırma kuruluşlarını kullanarak yapmışlardır. 1960 yılında ise, bu sefer üretici firmalar (yani firmalar) Pazar araştırmaları ve tüketici davranışlarını araştırmak için, kendi bünyelerine bu tip araştırma birimlerini katmaya başladılar. Firmaların, bu birimleri kendi bünyelerine katması, ajanslarda bulunan birimlere olan ihtiyacı azaltmış ve onların araştırma birimlerini azaltmasını sağlamıştır. Bazı reklam ajansları da, kendi bünyelerinde bulunan araştırma birimlerini, ajanstan ayırarak, onları farklı bir şirket haline getirerek, bağımsız çalışmalarını sağlamışlardır. (Tungate, 2008)


Tüketici davranışlarının doğrusal modelleri üzerine yoğunlaşan pazarlama dünyası ve reklamcılar AIDA modelini de kapsam içine almışlardır. Bu modele göre, tüketicilerin davranışları tek bir aşama ile etki altına alınamaz. Bunun için birden fazla aşamanın takip edilmesi gerekmektedir. AIDA kelimesi de zaten, bu aşamaların baş harflerinden oluşturulmuş bir isim olmaktadır. Pazarlama ve reklamcılık alanlarında kullanılan modelin aşamaları, tüketicilerin üretimden haberdar olmasını sağlayan tanıtımlardan, ilgisinin uyandırılmasına, ürünü veya hizmeti satın alma isteğine ve satın alma eylemine dönüştürmesine kadar ki stratejiyi gösteriyor. İlk zamanlarda, pazarlamacılar tarafından benimsenen model, 1946 yılından sonra, reklam sektörü tarafından da dikkate alındı ve tüketicilerin etki altına alınarak, belirlenmiş davranışları göstermelerini sağlamak için kullanıldı. Tabi bu model halen devam etmekle beraber, ortaya çıktığı haliyle kalmadı. Onun üzerine daha farklı modeller de geliştirilerek kullanıldı. Tüketicilerin belirlenmiş davranışları göstermelerini sağlamak için geliştirilen AIDA modelinin aşamaları ise aşağıdaki gibidir;


Reklamcılık sektörünün, insanın düşüncelerinin nasıl şekillendiğini veya ortaya çıktığını anlamaya ve buna yönelik unsurların ortaya çıkarılması için araştırma yapan, teori üreten psikoloji ile yakın ilişkileri vardır. Reklamın bütün mecralara yönelik tasarımlarında kullanılan, oldukça önemli unsurlardan biridir psikoloji. 1994 tarihinde, Mattelart\'a göre, Sigmund Freud\'tan önce insanların davranışları içgüdülerle açıklanmaya çalışılmaktaydı. Buna göre insanlar marka kavramına yönelik önerilere açıklık, taklit ve sempati unsurlarını içgüdüsel olarak yapmaktaydı. 1920 yıllarında, bu değerlendirmeler davranışçılığın öne çıkmasıyla uyarıcı-tepki ya da etki-tepki teorisi ile farklılık göstermiş, sebep-sonuç ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Buna göre çözümlemeler, tüketici-mesaj arasında olan ilişki, tepkinin kaydı ve hatırlanma durumuna dönüşmüştür. Bunların ortaya çıkarılmasıyla, araştırmalar daha ayrıntılı olarak sürdürülmüştür.


Reklamın dili, tüketicilerin algılarına göre oluşturulmaktadır. Onların beğenileri, onların tercihleri, gelenek ve görenekleri çerçevesinde oluşturulmakta ve sunulmaktadır. Reklam tüketicilere karşı dili tasarlarken, tüketicilerin geçmişteki bütün yapılarını çözümlemektedir. Toplumun sosyal, ekonomik, kültürel yapılarını araştıran, bilim dallarının verilerinden yararlanmaktadır. Ayrıca reklam tasarımlarından önce, tasarlayacağı reklamla ilgili toplumsal analizler yapmaktadır. Zaten reklamı üreten kuruluşlar reklamcılar olmaktadır. Reklamcılar, yıllarca sektöre hizmet vermiş hem bu konuda deneyim sahibi hem de bu işin eğitimini almış kişiler olmaktadır. Reklamcılar, reklamın dilini oluştururlarken, bilim dallarının verilerini ve toplum analizlerini kullanmaktadırlar. Bütün bu verilerden sonuçlar üretmekte ve etkileyici reklamın dilini kurgulamaktadırlar. Reklam tasarımlarını yaparken, tüketicilerin görüşlerini, fikirlerini alarak hareket etmektedirler. Reklamcılar, tüketicilerle iletişim kuracakları dili oluşturduklarında, sade, anlaşılır bir yapı oluşturmaktadır. Tüketiciler verilen mesajları anlamakta ve ona göre davranış geliştirmektedirler.  


Reklam sektöründe çalışan insanlara reklamcı denilmektedir. Yaptıkları işlere de reklamcılık denilmektedir. Reklamcılık, ürün, hizmet ve fikirlerin insanların sevebilecekleri, beğenebilecekleri, benimseyebilecekleri şekilde tasarlanması sonucunda, geniş halk kitlelerine, kitle iletişim araçları veya başka araçlar vasıtasıyla tanıtılmasıdır. Bu alanda yapılan tasarımlarda, insanların psikolojik, sosyolojik, ekonomik özellikleri, ürün ve hizmet özelliklerine uyarlanarak işlenir. Geniş halk kitleleri arasından belirlenmiş hedef kitlenin, tanıtılan ürün, hizmet, fikirlere karşı ilgilerinin ortaya çıkarılması istenir. Bu ilgi, aynı tasarımlarda yönlendirilerek, hedef kitlenin istenilen davranışları göstermesi için kullanılır. Yapılan tasarımlarda, hedef kitlenin istekleri, düşünceleri, beğenileri dikkate alınır ve oralara vurgu yapılarak, satın alma davranışlarının geliştirilmesi için önerilerde bulunulur. Reklamcılık, tanıtım biçimlerinin tasarlanmasıdır. Bir ürün, hizmetin tanıtılmasında, neyin nasıl kullanılacağının, hangi etkinin hangi davranışı uyandıracağının bilincinde olabilmektir.


Türkiye\'de reklamcılığın dev bir sektör haline gelmesi ve gittikçe daha da büyümesi, ilk başta, reklamcılıkla ilgili, sivil toplum kuruluşlarının oluşumunu gerekli kılmaya başladı. Hem firmaların reklam tasarımlarında belirli standartların oluşmasına olan ihtiyacı hem de reklamcılık kuruluşlarının kendi aralarında, sektörde yaşadıkları sorunların çözüme ulaştırılabilmesi için, bu tip sivil toplum kuruluşlarına olan ihtiyacı ortaya çıkardı. Sektörde olan bu ihtiyaçlarla, ilk önce Reklamcılar Derneği kuruldu. Reklamcılar Derneği, sektördeki faaliyetlerine başladığında, sektörün umduğundan çok daha büyük olduğunu ve tek bir derneğin, bu sektörün ihtiyaçlarını karşılayamayacağını, ayrıca sektörün birçok sorununun çözülmesinde, yeterli olunamayacağının tespiti yapıldı. Reklamcılık Derneğinin, kendi yapısındaki kuruluşlar için düzenlemiş yasaların getirdikleri kısıtlamaların, yapmaları gereken faaliyet veya uygulamaları yapmalarına engel teşkil ettiği gerekçesiyle, 1998 yılında Reklamcılık Vakfı kuruldu. Vakfın kurulmasıyla birlikte, sektörün ihtiyaçları iki kuruluş tarafından karşılanmaya başladı. Her kuruluş, kendi alanında düzenlenmiş yasaların, izin verdiği faaliyetleri yerine getirmeye başlamıştır. Yani Reklamcılık Vakfı, Reklamcılar Derneğinin üyeleri tarafından kurulmuştur.


Diğer tüm mecralarında olduğu gibi, eski radyo reklam tasarımları da belirli bir gelişim çizgisi izlemiş, günümüzdeki profesyonel tasarım anlayışına sahip olmuştur. İlk zamanlarda bu tip çalışmalar, fon müziği eşliğinde, ürün ve hizmet sloganlarının, belirli aralıklarla tekrar edilmesinden ibaretti. Daha sonra gene fon müziği ile birlikte, karşılıklı ev ahalisinin diyaloglarında sunulmaya başlandı. Sonra karşılıklı diyalogların daha etkili olabilmesi için, radyo efektleri devreye girdi ve gelişim çizgisi, sektörün diğer alanlarındaki kullanımlarıyla eşit düzeye geldi. Fakat tek bir eksik yanı vardı. Radyo işitsel bir araçtı ve pek çok etkileyici unsurun gösterilebilmesi mümkün olmamaktaydı. Bu alandaki temaların hepsi seslerle ve müziklerle ifade edilmeliydi. Süreç içerisinde daha da gelişen radyo tanıtımları, seslerin kullanılma biçiminin etkiyi arttırdığını ve tekrarların önemini ortaya çıkardı. Farklı çeşitlerde efektlerin kullanılmasıyla etkilerinin arttırılabildiği, radyolar için tasarlanan cıngıl çeşitlerinin, dinleyiciler üzerinde etkisi gibi unsurlar olabildiğince anlaşılarak gelişimlerini sürdürdü. Zamanla, normal radyo programlarına firmalar sponsor olmaya başladı ve programlar dinleyici kitlesi bulunca etkili oldukları öğrenildi. Bu mecrayı kullanan firmalar artış göstermeye başladı. Eski radyo reklamları, günümüzde gelişmeye de devam ediyorlar.


Tasarım, kelime yapısı itibariyle zaten, belirli bir plan, proje doğrultusunda bir konuyu kurgulamak anlamında kullanılmaktadır. Billboardlar ise, günümüzde firmaların en çok tercih ettiği tanıtımmecralarından biri olarak kullanılmaktadır. Hem şehir merkezlerinde hem de il sınırlarında, birbirinden farklı ebatlarda kullanılmaktadır. Şehir merkezinde kullanılan billboardlar, şehir merkezinin estetik görüntüsünü bozmayacakları standartlara kavuşturularak kullanılmaktadır. Örneğin; ebatları ve nerelere konulabileceği belirlenmişlerdir. Billboard araçları, baskılı tasarım türünü içermektedir. Bu alanlara uygun olarak yapılan tasarım, dış koşullara dayanıklı malzemeler üzerine basılmakta ve uygulanmaktadır. Çünkü billboard araçlarının hepsi, dış koşullara dayanıklı araçlardan oluşmamaktadır. Kimi billboardlarda reklam tasarımları, dış koşulların etkisiyle yırtılmakta veya renkleri solmaktadır. Bazılarının ise, dış koşullara dayanıklı araç tasarımı bulunmaktadır. Bunlarda genellikle arka ve ön tarafı camlı olmakta ve tasarımı dış koşullardan korumaktadır. Billboardlarda reklama ilişkin tasarım, firmalar tarafından istenilmekte ve bunlar ajanslar tarafından tasarlanmaktadır.


Gazete reklam çalışması hazırlarken, gazetelerin kullandıkları kâğıdın özellikleri, gazetelerin baskı teknikleri, kullanılabilecek ebatlar, kullanılabilecek renkler ve renklerin yoğunlukları ayrıca, gazete reklam çalışmasının çözünürlük değerleri öğrenilerek bunlara göre hazırlanmalıdır. Bilindiği gibi tanıtım tasarımı, özellikle baskılı olanlarda, firmaların kullanılmasını istedikleri bilgilerin, resimlerin, imajların düzenli bir şekilde harmanlanarak, çarpıcı, farklı, bütünsel bir görüntünün elde edilmesiyle yapılmaktadır. Bu bağlamda, önce kullanılacak çarpıcı bir imaj, resim, çizim, kreatif üretim imajı, fotoğraf bulunmalıdır. Fotoğraflar ilgili programlarda, genellikle photoshop programında işlenerek baskıya hazır hale getirilir. Yani netlik ayarları, çözünürlükleri, istenilen renk kompozisyonları ayarlanmalıdır. Daha sonra bu tip imajlar, vektörel programlardan birine aktarılmalıdır. Bunlar Freehand, Corelldraw veya son zamanlarda, yaygın olarak kullanılmaya başlanan İllustrator programlarından en çok bilinene aktarılır. Vektörel programda, yapılması istenilen ebatlarda bir alan açılır ve imajlar, yazılar üzerinde tasarım yapılır.

Ara: 4447556,RKLMBeni Ara