
Örneğin “Ben çok sağlam halatlar üretirim, birkaç tonluk ağırlığı kaldırabilir.” söylemiyle ürününü pazarlayan bir firmanın ipini aldığımızı ve bir salıncak kurduğumuzu düşünelim. Ardından da ipin koptuğunu ve salıngaçtan düştüğümüzü. Kötü reklam ile birleşen bu kötü ürün tüketicinin hafızasına kalıcı bir şekilde yerleşecektir. Susuzluğu giderdiğini iddia eden bir meşrubat çok fazla şeker içeriyor ve dolayısıyla tüketicinin farklı bir içeceğe daha ihtiyaç duymasına neden oluyorsa bu iyi bir reklam değildir. O tüketici içecek reyonunun başına geldiğinde kendisini “susatan” içeceği tercih etmeyecektir. Hiçbir motorlu taşıt üreticisi firma aracının sağlamlığını kanıtlamak için örneğin, araçlarının kaza sonrası görüntülerini vermeyi tercih etmez.
Kötü reklam, başarısız reklamdır. Reklam çalışmaları kardan pay ayrılarak, karı arttırmak amacıyla yapılır. Dolayısıyla kötü reklam firmalara hiçbir şekilde fayda sağlamaz. Günümüz tüketim anlayışı içerisinde tüketicinin sadece aklında kalmış olmak firmalar için yeterli bir tanıtım faaliyeti değildir. Reklam ve tanıtım çalışmaları tutarlı olmalı, hedeflerini iyi belirlemeli ve tüketiciyi ürün ve firma konusunda çelişkiye düşürmemelidir. Hedef kitle, tanıtım faaliyetlerinin hangi mecralarda sürdürüleceği, reklamların hangi aralıklarla yayınlanacağı gibi unsurlar profesyonel çalışmalarla belirlenmelidir. Kısacası; firmalar tanıtım faaliyetlerini dolayısıyla da reklamlarını tüketiciye en etkin ve doğru biçimde ulaşmak amacıyla, doğru yerde, doğru zamanda ve doğru şekilde kullanmak zorundadır. Aksi halde kötü reklamın olumsuz geribildirimi en başta düşen pazar payı ve kar olarak üreticiye geri dönecektir.
Yorumlar