Techpanel

Tasarımcı ve uygulamacıların en sıkıcı çalışmalarından biri, tasarımı folyo malzemesine bastıktan sonra, istenilen yere uygulanabilsin diye, basılan tasarımı dekupe yani kesme işlemidir. Bu işlemde, basılan fotoğraf, resim, imajın etrafı temizlenir. Genellikle, canlıymış izlenimi yaratmak için tasarım tek başına bırakılarak, istenilen yere, yani cama, durağa, duvara v.b. yerlere uygulanır. Biz de bu tip çalışmaları gördüğümüzde şaşırmayız. Anlarız çünkü yapılan işi, bize tandık, bildik gelir. Kesilen folyo kenarları kalın ve sert olur, etrafı kirlenir, tasarım net değildir v.b. özelliklerinden anlaşılır. Şimdilerde, açık havada uygulanan tasarımlara bakıyorum, etrafı temizlenmemiş ama kullanılan folyo görünmeyecek kadar şeffaf hale gelmiş, her yerde kullanılıyor. Geçenlerde, evden, işe gitmek için yola çıktım, her zaman yürüdüğüm güzergâhı, eczane bulmak için değiştirdim. Yürürken, ilerideki durağa yaklaşmaya başladığımda, durağın ortasındaki camın tepesine tırmanmaya çalışan bir kedi gördüm. Kedi on belki onbeş metreden net olarak görülebiliyordu. Heyecanlı ve korkmuş görünüyordu. Canhıraş tırmanmaya çalışır gibiydi. Hemen altına baktığımda, dili dışarı çıkmış bir köpek, arka ayaklarını altına almış, ön ayaklarını önüne koymuş, gözlerini yukarıdaki kediye dikmiş bekliyordu. Durağa geldiğimde, camın sağ orta köşesinde kedi ve köpek mamaları satan markanın ismini ve logosunu gördüm.


YouTube TrueView InStream ve TrueView InSlate adında iki farkı video reklam formatı oluşturdu. InStrem formatı, kullanıcılara reklam videolarının ilk 5 saniyesini izlemeyi zorunlu kılıyor ve 5 saniye sonra kullanıcı isteğine göre reklamı kapatabilip, izlemek istediği videoya dönebiliyor. InSlate formatı ise kullanıcıya 2 veya 3 seçenek sunarak, site içeriğini kullanmadan önce hangi reklamı izleyeceklerine karar vermeleri isteniyor.


Klasik reklam ajansları bilindiği gibi, reklamın geleneksel bütün mecralarını planlayan, uygulanmasını sağlayanlardır. Fakat dijital pazarın ortaya çıkmasıyla birlikte, sadece dijital mecra konusunda uzmanlaşmış ajanslar çoğalmaya başladı. Bununla birlikte, ünlenmiş bir ismi ve tanınmış yaratıcı kadrosu olan, geleneksel mecralarda çeşitli ödüllere sahip ajanslar, dijital mecraları anlayabilirken, bu konuda uzmanlaşmış kadrolara sahip olmak yerine, zaten bu alanda faaliyet göstermek üzere kurulmuş ajansları satın almayı tercih ediyorlar. Ajansların bu davranışı, daha çok zamanla ilgili olarak ortaya çıkıyor. Kendi kadrolarını bu alanda yetiştirmek zaman alacağı için, halen hazırda, bu işi başarıyla yürüyen ajansları satın alarak, markaların dijital kampanyalarını planlamayı daha uygun buluyorlar. Ajansların bu davranışının bir diğer nedeni de markaların klasik ajanslara olan yaklaşımından kaynaklanıyor. Özellikle bazı küresel markalar, ajanslar için konkur süreci başlatırken, sahip oldukları kadroları inceliyorlar. Dijital pazarla ilgili uzmanları bulunan veya kadroları olan ajansları seçiyorlar.


Denemeler Twitterı\'n Hootsuite kanalında, Starbucks, Red Bull and Virgin gibi firmaların reklam gösterimleri ile başlayacak.Twitter\'da başlayacak yeni uygulamayla kullanıcıların bireysel sayfalarında reklam yapılacak. Uzun zamandır twitter ile reklam anlaşması olan Virgin, Starbucks ve Red Bull gibi firmalar bu sisteme dahil edildi.


Reklam ajanslarının, reklamcıların yaratıcılıkları en çok göze batan özellikleridir. Gündem yaratan tanıtım filmleri, ilginç bir billboard çalışması, sansasyon yaratan bir gazete reklamı, yaratıcı diğer mecra tanıtımları, hem tüketicilerin hem de medyanın en çok ilgisini çeken çalışmalar arasında yer alır. Çünkü bunlar, işin ayrıntılı diğer çalışmaları bittikten sonra, herkesin gözü önüne serilenlerdir. Tüketiciler, firmalar, medya sonuç olarak bunlarla karşılaşmaktadır. Aslında işin mutfağında en az yaratıcılık kadar önemli olan bir başka çalışma daha vardır. Medya planlama ve satın alma. Eskiden medya seçimleri, ajansların kendi bünyesindeki birimler tarafından yapılırdı. Özellikle büyük ajansların bünyesinde, medya planlama ve satın alma birimleri bulunurdu. Kreatif çalışmalar yapıldıktan sonra, bu birimler, firmalar için hazırladıkları reklamları, hangi mecrada, hangi sürelerde tüketicilere sunacaklarına karar verir, gerekli yerlerle görüşürlerdi. Fakat günümüzde bu durum değişti. Eskisi gibi, ajansların bünyesindeki medya planlama ve satın alma birimleri yapmıyor.


Bugüne kadar yazılarımızda, yorumlarımızda, hep firmalar arasında ki rekabetin ilkeli olması gerektiğine yönelik ifadeler kullandık. Pazarlama iletişiminde, rekabetin diğer firmayı karalayarak, suçlayarak yapılmaması gerektiğini herkes bilir. Bu durum, reklam standartlarına da aykırıdır, kişilerin etik anlayışına da ters gelir. Son zamanlarda, özellikle Telekom markaları arasında, rekabet iyice artmış durumda. Markalar, birbirlerinin hizmetlerinde, zayıf kalan yönlerin üzerinde durarak, onları tüketicinin bilincine çıkarmaya ve bu şekilde öne çıkmaya çalışıyorlar. Halbuki rekabetin mantığında, rakip firmayı yeniden konumlandırma düşüncesinin temeli bu değildir. Markalar, rakiplerinin ürünlerini, tüketicilerin zihninde ve pazarda yeniden konumlandırırken, kendi üretimlerinin yani ürün ve hizmetlerinin en iyi yönünü öne çıkararak konumlandırır. Rakiplerinin zayıf kalan yönleri elbette kullanılabilir. Pek çok firma tarafından kullanılıyor. Ama bu kullanım biçiminin de standartları vardır. Karalayıcı, saldırı niteliği taşıyan, suçlayıcı ifadeler, işaretler veya reklam kurgularının yapılmaması doğru olan yoldur.


Markalar, marka haline gelebilmek için, geçmişten bu yana birbirinden farklı pazarlama stratejilerini sürdürdüler. Pazarlama iletişimi kapsamında, firmaların bu alanda yapacakları veya yapması gerekenler belirlidir. Hangi yol izlenecek? Hangi birimler oluşturulacak? Birimlerin özellikleri neler? Oluşturulan birimlerde çalışanların hangi uzmanlıklara sahip olmaları gerekiyor? Ne tür çalışmalar yapılmalıdır. Hangi mecra? Hangi medya? Bir kampanya hangi süreçleri takip etmelidir? V.b. pek çok soru, firmaların, tüketicilerle iletişim kurmasını sağlayacak köprüyü tanımlıyor. Aslına bakılırsa, marka olabilmek için, belirlenmiş kalıpların takip edilmesi çok ta önemli olmayabiliyor. Daha doğru bir ifadeyle, belirlenmiş kuralları takip etmeden marka haline gelmiş örnekler bulunmuyor değil. Bunlardan bir tanesi Greenpeace'dir. Her ne kadar, ürün üretmiyorsa da toplumlara hizmet sunuyor. Bugüne kadar firmaların izlediği hiçbir iletişim yolunu veya kuralını uygulamadı. Kendine göre eylem planları gerçekleştirdi ve dünya üzerinde, sosyal bir güç haline gelirken yaklaşık, üç milyon kişi tarafından tanınan ve bilinen marka haline gelmeyi başardı.

Ara: 4447556,RKLMBeni Ara