
“İnsanlar, onlara ne söylediğinizi unutabilirler, onlara ne yaptığınızı da unutabilirler; Ama insanlar onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.”
Evet, bundan daha etkili bir pazarlama stratejisi olabilir mi? İnsanlar onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi gerçekten de asla unutmazlar. Bir parça çikolata tüketiciyi – kişiyi mutluluktan havalara uçurabilir, bir araba kullanıcısına güvenli bir hayatın kapısını açabilir, bir yudum su ile hissedilen sıcaklık değeri bir anda düşebilir vb. Günümüzde pazarlama stratejilerinden en çok kullanılan teknik de hala budur. Tüketici talepleri değişken, ürünler arasındaki rekabet yoğun olsa dahi insanlara kendilerini diğerlerine göre başarılı, güçlü, zengin, iyi, rahat, güzel, yakışıklı, sağlıklı ve karda hissettirebilen reklam hedefine ulaşır ve etkili olur.
Son aylarda ülkemizde yayınlanan bir reklamı da örnek olarak kullanabiliriz. “10.000 peşinle lüks daire olur mu?” dediler, Burada anahtar kelime “lüks”, cezbedici unsur ise alt - orta gelir düzeyine hitap eden “10.000” rakamı. Kendinizi zengin ve dolayısıyla “iyi” hissedeceksiniz çünkü lüks bir sitede yaşayacaksınız. Kendinizi değerli hissedeceksiniz çünkü yüzme havuzunuz, sosyal olanaklarınız olacak, kendinizi sağlıklı hissedeceksiniz, çünkü yeşil alanlarınız olacak. Bu taktikle Ağaoğlu Şirketler Grubu “10.000 peşin, daire senin” sloganıyla hedefi 12’den vurmuş oldu. Bu konutlardan alan kişiler gelir düzeyine uygun bir peşinat ve ödeme planıyla lüks bir hayata geçiş yapacaklardı.
Reklamların tüketiciye ürününü tanıtırken tüketiciye kendini kötü hissettirme lüksü zaten yoktur. Tüketim maddi güç gerektirir, verilen emeğin karşılığında alınan ücretler tekrar üreticiye geri dönmek durumundadır. Böylesi bir döngü içerisinde de tüketiciye ürünü cazip kılmak için kullanılacak olan en kuvvetli pazarlama stratejisi onu reklamı yapılan ürünü aldığında “farklı” hissedeceğine inandırmaktır.
Yorumlar