
Yani markalar, televizyon mecrasını dijital ortamlara da çekiyorlar. Böylece müşterileri veya tüketicileriyle buluşturdukları reklam kampanyalarıyla ilgili yorumları, eleştirileri alabiliyor, kampanyanın başarısını ölçebiliyorlar. Dijital mecralar üzerinden yayınlanan filmler üzerine yorum yapan potansiyel müşteriler, tasarım, ana fikir, oyuncu, sahne, oyuncuların giyim kuşamları, sahnelerde kullanılan malzemeler hakkında fikir yürütüyorlar. Bu durum markalara, kullanıcıların algıları ve bakış açıları üzerine de fikir verebiliyor. Markalar, hangi tema ve tasarımlarla, hangi algılara mesajlar ilettiğini görebiliyor. Bu ortamlardan yapılan tespitler, markaların daha sonraki çalışmaları için esin kaynağı olabiliyor. Potansiyel müşterilerin, dijital mecra üzerinden, televizyon reklamlarına yönelik bu katkıları, televizyonun dijital dünyadan çok ta kopuk olmadığını, aslında geleneksel olarak değerlendirilmemesi gerektiğini de anlatıyor. Dijital mecralar üzerinde, çekilen tanıtım filmlerinin video formatıyla yayınlanabilmesi, televizyonlarda izleyemeyen kişilerin, bu ortamlarda izlemesini sağlarken, aynı kişilerin, filmleri televizyonda görmesi halinde, daha çok dikkatini çekmekte, mesajların pekişmesi sağlanmaktadır.
Mobil iletişimin geliştirilmesiyle, bazı televizyon reklam filmlerinin, post prodüksiyon çalışmalarında video formatına çevrilerek, dijital ortamlarda yayınlanmasından sonra, aynı videolar, bazı cep telefonlarına da gönderilebiliyor. Bu tip videoları göstermeye elverişli olarak dizayn edilmiş telefonlar, aynı videoları, başkalarına da gönderebilme özelliğine sahip oluyor. Yani televizyon mecrası için tasarlanan çalışmalar, internet mecralarıyla etkileşim içerisindeyken, mobil iletişim mecralarından da çok uzakta durmuyor. Onunla da etkileşim halinde olabiliyor.
Yorumlar