Yeni
Pazarlamada başarı, sadece doğru bir fikri bulmak ve onu doğru bir şekilde planlamakla ilgilidir. Eğer doğru bir fikriniz varsa, onu planlarken doğru güzergahları takip ediyorsanız, hiçbir şey size engel olamaz. Fikri bulmak, ilk çalışma merkezini kurmak, ilk etapta yeterli gelebilir ama asıl iş bundan sonra başlar. Pazarlamada en doğru adımlar bazen, insana çok küçük veya sınırlı gelebilir ama bunun bir önemi yok. Önemli olan, atılan o küçük adımların doğru olması. Küçük adımlar, alınan riskin büyüklüğüne bağlı olarak bazen insanı korkutabiliyor. Riskin büyüklüğü, atılan minik adımlarla karşılaştırılınca, umutsuzluk veya “acaba yanlış mı yapıyoruz” düşüncesini getirebilir. İnsanlar genellikle, büyük bir risk aldıklarında, geliştirilen fikir doğrultusunda atılan adımların da büyük olmasını mantıklı buluyorlar. Halbuki yapılan pazarlama faaliyetlerinin ne kadar büyük olduğu önemli değildir. Hiç tahmin edemeyeceğiniz bir işlem sizi en tepeye götüren önemli bir yol olabilir. Burada önemli olan insanın önce kendine inanmasıdır. Kişi yapabileceğine, başarabileceğine inanmalıdır. Bu inanç, yapacağı işin ihtiyaç duyacağı enerjiyi sağlayacaktır.
Günümüzde sinema ve televizyon öyle bir hale geldi ki sanatsal film veya önemli bir konusu olan filmleri izlemek neredeyse imkansız hale geldi. Çünkü gösteri dünyası, pazara endeksli olarak çalışmaya başladı. Tabi bu şekilde ifade edince, sanki eskiden pazara endeksli değilmiş gibi bir sonuç ortaya çıkabilir. Elbette Pazar o zaman da önemliydi. Ne kadar para kazandıkları, kazanacakları hesaplanıyordu. Yine de eskiden, filmlerin önemli bir konusu olurdu. Filmler bir şeyler anlatırdı. Küçük bir yaşantı biçimi, düşünce biçimi, deneyimlerle elde edilmiş bir sonuç, çeşitli insan gruplarının yaşamları, aşkları, çalışmaları, mücadeleleri, yaşamlarında karşılaştıkları durumlar işlenirdi. İnsanlar filmleri izlediklerinde, hem keyif alırlardı hem de bir şeyler öğrenirlerdi. Bakış açıları genişlerdi. Filmler, yaşamsal sorunları, bireyleri, kurumları anlatırdı, daha doğrusu insana dair yeni bir şeyler aktarırdı. Şimdiki sinema ve dizi filmlere baktığımızda ise, hepsi olmasa bile, bu durumun çoktan geride kaldığı görülüyor. Dizi filmler, izlenip reytingleri artsın, reklam veren firmalar diziyi mecra olarak görsün, para yatırsın diye çekiliyorlar. Televizyondaki dizi filmler, bazı sinema filmleri, sırf bu amaç çerçevesinde kurgulanıyor. İnsanların dikkatini çekebilmek için olmadık konular, sanki normalmiş gibi işleniyor.
Luke
Sade
Bir kömür firması, sattığı ürün özelliğini ve pazarlama stratejisini daha nasıl ifade etsin? Hem firmanın müşterileri ve potansiyel tüketicilerine yönelik bakış açısını anlatıyor, hem sattığı ürünü anlatıyor, hem de tüketicilerin duygularına temas edip aşkı hatırlatıyor. Slogan ürünle ve firmanın bakış açısıyla birebir örtüşerek, insanların sloganı okuduklarında gülümsemelerini sağlıyor. Etkileniyor ve sloganı, firmayı, billboard\'u unutmuyorlar. İnsanlar sloganı ve firmayı birbirlerine aktarıyorlar. Billboard\'un fotoğraflarını çekip internette yayınlıyor, firmanın ayrıca reklamlarını yapıyorlar. Billboard\'un önünden geçip, reklam tasarımına bakmadan, diğer bilgi mesajlarını merakla incelemeden geçmiyorlar. İşte, bir billboard tasarımının bu özellikleri onları etkili kılıyor. Bu tip tasarımlar haber oluyorlar. Halbuki firma, küçük bir alanda, belki de birkaç noktadaki billboardları kiralayıp bu tasarımın uygulanmasını sağlıyor. Firmanın yaptığı tek şey bu. Tasarım maliyeti, billboard kira maliyeti, yapıştırma bedeli ödüyor sadece.
İnteraktif ajanslar derneği kuruldu. Dijital platformlar üzerinde, reklam verenlerin pazarlama iletişimini sürdüren, ajansların sorunlarına çözüm üretmek üzere, kurumsal standartlarını, bireysel yeterliliklerini geliştirme amaçlarıyla İNTERACT derneği kuruldu. Derneğin ilk üyeleri arasında; e fabrika, Gri Creative, Rabarba, Positive, C Section, Mana Dijital, McCann Ericson, MagiClick, Tagwondo, Nexum Creative gibi ajanslar bulunuyor. Üye olmak isteyen ajanslarda aranan koşullar arasında da, dijital platformlar üzerinde tasarım, strateji ve teknoloji geliştirme seçeneklerinden ikisini hali hazırda sürdürüyor olması, bu alanlarda proje üretiyor olması ve bunları, en az iki senedir faaliyette olması, herhangi bir mecra, reklam veren, medya organı gibi kuruluşlarla ortaklığının olmaması gibi koşullar bulunuyor. Bunların dışında, üye olacak ajansın gelir düzeyi, istihdam ettiği kişi sayısı da aranan özellikler arasında.
Geçtiğimiz sene hemen her yerde haber olan, reklam ve pazarlama sektörlerini yakından ilgilendiren, yeni bir ürünün üretildiğine yönelik bir duyuru yapılmıştı. Dünyanın en çok bilinen teknoloji markalarından Xerox markası, 150 derecelik ısıyla eriyen plastiğin formuna zarar vermeden, 140 derecelik ısıyla iletken elektronik devreler üretmişti. Ürün “Gümüş Kurşun” olarak adlandırılmış ve bunun kumaş, plastik, film gibi yüzeyler üzerine basılabileceği ifade edilmişti. Elektronik devreler insanların giysileri üzerine basıldıktan sonra, bilgisayar tarafından kontrol edilebilen, birbirinden farklı reklam mesajlarını iletebilecekti. Elektronik devreler aynı zamanda, form baskısı yapan bir yazıcıda, doküman basar gibi basılabilecek, enerji depolama özelliklerine sahip güneş enerjisi hücreleri, plastik yüzeylere basılabilecekti. Aslında günümüzde bu ürünün bir benzeri bulunuyor. Silikon bazlı çip olarak bilinen ürün. Fakat bunun üretim maliyeti çok yüksek olduğu için, firmalar bunu kullanamıyor. Xerox aynı zamanda, ürettiği ürünün maliyetinin her ölçekteki firma tarafından rahatlıkla kullanılabilecek kadar uygun olduğunu ifade etmişti.
Ayga
Eğer küçük veya orta ölçekli bir firma olsaydım, kullanacağım ilk reklam mecrası, radyo reklamolurdu. Neden mi? Bütçesi çok uygun, hemen her firmanın krize girmeden, bütçe ayırabileceği kadar düşük olabiliyor. Kısa sürelerde hazırlanabiliyor, bölgeye veya yerele uygun tasarım yapılabiliyor, firmanın istediği değişikliklere müsait. Küçük bir yerde olsun, bölgesel olsun, ulusal olsun herhangi biri veya birden fazla radyo istasyonu kullanılabiliyor. Bugün, bütün mecralardan daha uygun olabiliyor. Firmalar küçük bir yerde faaliyet gösteriyor olsalar bile, satışını yaptıkları ürünlerin veya hizmetlerin reklamlarını, önce kendi merkezlerinde, eğer satışını yaptıkları ürünler, bölgeye de hitap ediyorsa, aynı anda bölgesel yayın yapan radyolara, eğer ülke çapında faaliyet gösteriyorlarsa, aynı anda bir de ulusal radyolara reklam vererek, uygun bütçelerle oldukça etkili yollar izleyebilirler. Aynı anda, birbirinden farklı alanlara yayın yapan radyoların üçü de kullanılsa dahi, diğer mecraların birini kullanmaktan çok daha uygun bütçe ile yapılabiliyor. Ayrıca tüketicilerin üç ayrı istasyondan firmanın mesajlarıyla karşılaşmaları sağlanmış oluyor.
En çok tercih edilen reklam mecralarından biri olan televizyon reklam, üreticilerin tüketici ile buluşmasında etkin bir rol üstlenmektedir. Bu nedenle bugün büyüğünden küçük ölçekli birçok firmanın öncelikli tercihi haline gelmektedir
Gün
Reklamlar, hangi mecrada yayınlanırsa yayınlansın, hangi türde bir ürünü – hizmeti tanıtırsa tanıtsın özünde bir tutum ve davranış değişikliği yaratmak için yapılır. Bu tutum ve davranış değişikliği aynı zamanda korunması da gereken bir durumdur. Reklamın iletişim işlevi ile tüketicilerde oluşan satın alma davranışları arasındaki bu ilişki beş aşamalı bir süreçtir. Bu süreçlere kısaca değinmek gerekirse;
Hız
Geç