Techpanel

Facebook, Google'ın web trafiği ve elde ettiği gelir seviyesi için ciddi bir tehdit oluşturuyor. JP Morgan\'ın Analisti Imran Khan\'ın, 3 Ocak Pazartesi günü yayınlanan röportajında, Google\'ın mobil internet kullanımında ciddi atılımlar yapmak zorunda olduğunu belirtti.


Youth Republic ajansı, gençleri hedefleyen markalara, pazarlama çözümleri üreten ajanslardan biri, gençlere yönelik araştırma, analiz çalışmaları yapıyor, elde ettiği veriler üzerine, önerilerini ekleyerek markaları yönlendirmeye çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde Synovate araştırma firmasıyla birlikte, 2010 yılı Türkiye gençlik araştırmasını sonuçlandıran ajans, gençlerin bir gün içerisinde en az iki saat televizyon izlediğini ortaya çıkardı. Araştırma 3.119 orta öğrenimde ve üniversitede okuyanlar gençler ile 1.533 okumayan veya çalışan gençleri kapsadı. Araştırma kapsamında, bu gençlerin aileleriyle de görüşülmüş ve bir gün içerisinde, yaklaşık iki saat televizyon seyreden gençlerin, hafta sonlarında televizyonu daha fazla izledikleri, düzenli bir şekilde dizi takip ettiklerini de ortaya çıkarmış. Markalara, pazarlama konusunda çözümler sunan gençlik ajansının, PR şirketiyle birlikte gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçlarından biri de gençlerin, diziler arasından en çok, Kurtlar Vadisi ile Ezel dizilerini izledikleridir.


Sabah gazetesi yazarlarından Süleyman Yaşar\'ın dünkü yazısı dikkatimi çekti. “2011\'de gazete satışları ne olacak?” başlıklı yazısında, dünyada yazılı basının bittiğine dair, ayrıca teknolojinin medyayı yeniden düzenleyeceğine dair ileri sürülen iddialara cevap olarak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki gazetelerin satış oranlarını vererek, ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını anlatmaya çalışmış. Bu amaçla OECD\'nin araştırma sonuçlarından da yararlanmış. Yazarın iddiasına göre, yazılı basın, teknolojiyle birlikte yeni kanallara sahip olacak. Bu sayede yüksek bir okur sayısı elde edilecek. İnsanlar, gazete yazılarına, web ve interaktif tablet uygulamalarından erişebilecekler. Peki, gazete okurları bu kanallardan erişmeye başlarsa, reklam verenler açısından gazete reklam mecrasının önemi ortadan kalkar mı? sorusu aklıma takıldı. Çünkü markalar, zaten interaktif mecraların her çeşidini, her biçimini etkin olarak kullanıyorlar. Yazılı basın reklam mecrası, basılı olmasından ve okur-gazete ilişkisinin o kendine has özelliklerinden dolayı, şu an markalar için farklı bir mecra durumunda.


Adıyaman ilinde, bir firma tarafından kiralanan billboard reklamı, yoldan geçenlerin dikkatini çekiyor. Billboard'un yanına yaklaşıp inceliyorlar. Ama inceledikleri reklamı veren firmanın tasarımı değil, billboard'ta ticari bir firmaya ait reklamın üzerine, yılbaşında aşk acısı çeken birinin el yazısıyla yapıştırdığı notu inceliyorlar. Billboard'un üzerine yapıştırılan not, meleğime… Başlığını taşıyor, ayrılığın ağır geldiğini yazan şahıs, sevdiğinin yokluğundan kaynaklı yaşadığı acıyı anlatan diğer ifadelerden sonra “beni sensiz bırakmaya hakkın var mı” ifadesiyle de yazısını bitirmiş. Acısını, farklı bir yöntemle billboard'a taşıyan şahısın yazısı, herkesin ilgi odağı oldu. İnsanlar, billboard'la ilgileniyor ve şahsın yazısını gülümseyerek okuyorlar.


Pazarlama konferansında konuşma yapan TOFAŞ Uluslararası İş Geliştirme Müdürü Özgür Özel, insanların, seçenekler arasından birini satın almaya karar vermelerinin, yaşamlarındaki önemli süreçlerden birini oluşturduğunu, insanların bu kararlarını yönlendirebilmek için, reklam ve pazarlama kampanyalarına, markaların milyonlarca Euro yatırdıklarını söyledi. İnsan psikolojisinin doğru noktalarına temas etmenin, bu noktada öneminden de bahseden özel, bireysel ikna yöntemlerinin kurumlara yansıtılabileceği iddiasını ileri sürerek, Pazarlamanın ikna silahlarının 6 maddesinin altını çizdi. Vaat edilenlerin sürekliliğinin olması, müşterinin diğer müşteriyi ikna edebileceği yönteminin kullanılması, satışı yapılanın kişiselleştirilmesi, müşteriyi memnun etmek adına, ne kadar verilirse o kadar alınabileceği düşüncesinin olması, müşteriyle temas halindeyken otoritelerden yardım alınması ve kendini sevdirme gibi unsurların, insanları ikna etme noktasında başarı sağlayabileceğinden söz etti.


Marka konferansı 16-17 aralık tarihleri arasında İstanbul Swissotel the Bosphorus'ta yapıldı. Konferansa 1200 kişi katıldı. Katılımcıların büyük çoğunluğu pazarlama ve marka yöneticilerinden oluşuyordu. Elektronik Haber Ajansı'nın haberine göre, gelecekteki marka dünyasını bilgi ve deneyimleriyle şekillendirmeyi amaçlayan konferansta, girişimciler başarı hikâyelerini paylaştılar. Dünyada işlerin yapılma biçimleri, marka yönetimleri aktarıldı. Konferansta ki konuşmacılardan bir olan Ayşegül Yürekli Şengör; uzun zamanlar boyunca sürekli değişen şartlara dayanabildikçe markaların güven verdiğini, farklı özelliklerini tüketiciye sevdirebildikçe ve temel anlamda ki ilk vaatlerini koruyabildikçe, markaların güçlenerek büyümeye, varlığını korumaya devam ettiklerini söyledi.

Ara: 4447556,RKLMBeni Ara