Techpanel

Günümüzde avangart reklamcı, firmaların işine yaramamaktadır. Onlar satışlarının artması, Pazar paylarının büyümesini istemektedirler. Marka olmak istemektedirler. Çok iyi görsellerle bezenmiş, algılanması zor cümlelerin, mesajların karşılıklı diyalogların işlendiği televizyon reklam özellikleri, tüketicileri pek te ilgilendirmemektedir. Aslına bakılırsa, bu tür tanıtım, firmaları da çok ilgilendirmemektedir. Fakat televizyon reklamını bu tip hesaplarla yapan, o kadar çok tanıtım ajansı bulunmaktadır ki, firmaları, aldıkları ödüllerle kandırmakta, onların gözünü boyayıp milyonlarca liranın harcanmasını sağlayıp, satışlara etkisi olmayacak tanıtım üretmektedirler. Reklamcının asıl özelliklerinden biri, satışların nasıl yapılabileceğinin ayrıntılarına haiz olmasıdır. Eğer bir reklamcı, satış yapamıyorsa zaten reklamcı değildir. Bir reklamcı satış yapamıyor ama ödül alacak özelliklere sahip olarak tasarlayabiliyorsa o başka bir şeydir. Bir sanatçı olabilir mesela !? Televizyon reklamları, ürünü anlatmalıdır. Tüketicilere ürünün özelliklerini kabul ettirmeli, onu istemelerini sağlamalıdır. Onların satın alma davranışını göstermeleri için, mesajlar üretmeli ve tüketicileri etkilemeyi başarmalıdır.


Günümüzde sinema filmleri, üç boyutlu izlenebilecek şekilde çekilmektedir. Sinema filmleri başlamadan dağıtılan gözlüklerle, üç boyutlu izleme olanağı seyirciye verilmektedir. Özellikle son zamanlarda vizyona giren ve en fazla izlenen sinema filmleri arasında, Avatar üç boyutlu olmasıyla dikkatleri çekmektedir. Bilindiği gibi günümüzde, sinema filmlerine gelen yeni bir özellik, reklam sektörü tarafından kullanılabilirken, sinema sektörü de aynı şeyi yapabilmektedir. Yani tasarım anlamında, her iki sektör birbirinden faydalanabilmektedir. Reklam filmlerinin türleri, birbirinden farklı özelliklerde, pek çok çeşitte tasarlanmaktadır. Gerçek insanların oynadığı, animasyon filmleri, çizgi karakterlerin insanlarla birlikte oynadığı pek çok reklam filmi hazırlanmaktadır. Sinema sektöründeki üç boyut, yüksek maliyetini hesaba katmazsak, rahatlıkla geliştirilip çekimler, bu özellikte olurken, teknoloji, üç boyut olayını, televizyonlara taşımaya başlamıştır. Özellikle, son teknolojik ürün olan LCD televizyonların bazıları, üç boyutlu filmlerin gösterilebilmesini sağlayacak teknolojiye sahip olmaktadır. Bu demektir ki zamanla üç boyutlu reklam filmleri çoğalmaya başlayacak, belki de bir süre sonra, üç boyutlu reklam, normal hale gelecektir.


Sınırsız hayal gücü ile oluşturulduğu düşünülen reklam tasarımları, ilk başta insana, bu konuyla ilgili düşünemeyeceği hiçbir şey yok gibi görünmektedir. Bir reklam senaryosuna her şeyi koyabilmeniz mümkün, tek sorun düşündüğünüz konunun, reklamını yaptığınız ürün veya hizmetle, markayla uyuşmasıdır. Bulduğunuz konu ve diğer unsurların ilişkilendirilmesi asıl meseledir. Böyle bakınca, reklamın sınırı yok gibi görünmektedir. Fakat aslında öyle değildir. Reklamın da sınırları vardır. Hem de sinema filmlerinden, televizyon dizilerinden çok daha keskin sınırlara sahiptir. Bir kere, yapılan her reklam tasarımı, ahlak kurallarını ihlal etmeyecektir. Toplumun gelenek ve görenekleri dâhilinde düşünülecektir. Reklam ortalama algı düzeyine hitap etmek durumundadır. Çevre düzenlemesine uygunluk v.b. pek çok keskin sınırlamalara tabi olarak düşünülebilmektedir. Fakat sınırların olmadığı, bu çerçeveler dâhilinde ki her şeydir. Yani duvarlardan aşmadan, aklınıza gelebilecek her şey, işlenmesi mümkün konular olmaktadır. Zaten reklamların sınırları olmak durumundadır. Sınırsız tema, sınırsız malzeme, sınırsız ifade ve işaretler, nereye vurgu yaptıkları ile ilgili olarak kullanılabilir veya kullanılamaz.


28 Ağustos ve 12 Eylül tarihleri arasında İstanbul\'da Sinan Erdem Spor Salonu\'nda gerçeleşecek 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası Türkiye\'den birçok değerli markanın ve firmanın sponsorluğunda gerçekleşecek. Şampiyonanın genel sponsorluğunu BEKO üstlenirken, Garanti Bankası, Turkcell, THY, Ülker, Mercedes-Benz ve TOBB ana sponsorları oldular.


Özellikle son zamanlarda, Nokia markası birbirinden yaratıcı reklam filmlerine imza atıyor. Markanın reklam filmleri, sadece yaratıcı olmakla kalmıyor. Reklamda verilmek istenilen, yaşam sevinci, hızlılık, ürün özellikleri gibi anlatımlar özenle bütünleştirilmiştir. Bunlardan özellikle, Nokia N Serisi Reklamı, bütün bu özellikleri göstermektedir. Reklamın müziği, verilmek istenilen duyguları destekler nitelikte, hareketli, canlı ve kulağa hoş gelmektedir. Markanın tanıttığı ürün özellikleri, tek bir söz bile kullanılmadan, yani karşılıklı diyaloglar olmadan, uygulama yaparak gösterilmiş. En genel anlamda hissettirdikleri ve yapılabilenler, tek kelimeler halinde ekrana yansıtılmış; kullanımı kolay, uygulamaları pratik, internetten cebe, cepten internete yapılan bütün uygulamalarda hızlı, görüntü kalitesi güzel demektedir. Reklam filmi, ürünün kullanılan menülerinin görüntüleriyle başlamakta, ürünün kullanıcı tarafından açılabilen tarafları gösterilmektedir. Dinle ile başlayan bölümde, sesin kalitesini, insanların mimik ve yüz ifadeleri vermektedir. Gönderim aşamasında ise, pratik bir uygulama ile anında ekrana yansıtılan iletiler, gönderilen iletilerin hızını göstermektedir.


Eskiden diziler çekilirken, çekim hataları izleyicilerden gizlenirdi. En güzel çekimler, derlenip toparlandıktan sonra, izleyicilerin karşısına çıkardı. Fakat günümüzde filmlerin, dizilerin çekim hataları, filmlerin sonunda, dizilerin bölüm sonlarında veya final bölümünden sonra, gösterilmeye başlanmıştır. Çekim hatalarının eğlenceli olduğunun keşfedilmesinden sonra, televizyonlarda yayınlanmaya başlamıştır. Bu hem oyuncuların halk arasında sempati toplamasını sağlamakta hem de dizi veya filme karşı izleyicilerin olumlu duygular hissetmelerini sağlamaktadır. İzleyicilerin, çekim hatalarına karşı bu tutumu, yani çekim hatalarını izlemekten hoşlanmaları, bu sektörün de dikkatini çekmiş, onlar da, reklam  çekim hatalarını, internet üzerinden, video formatıyla yayınlamaya başlamışlardır. Sektör, elbette reklam çekim hatalarını yayınlarken, oyuncuların halk tarafından sempati toplamasını amaçlamıyor. Reklam çekim hatalarının yayınlanması, televizyonlarda veya sinemalarda gösterilmekte olan tanıtımları desteklemektedir. Onlar bu amaçla hataları yayınlamaktadır.


FIAT reklam kampanyalarında internete mecrasına verdiği önemi bu sefer Doblo ile devam ettiriyor. FIAT özellikle facebook gibi sosyal medya sitelerini kullanarak geniş kitlelere hitap etmeyi amaçlıyor, aynı zamanda sosyal medya siteleri yardımıyla kendi reklam kampanyaları üzerinde bir etkileşim yaratarak reklamlarının etkinliğini arttırmayı hedefliyor. Daha önce FIAT Bravo için farklı bir kampanya düzenlenmişti, bu kampanyada yine kullanıcılar kampanyaya ait siteyi kullanarak facebook üzerinden etkileşimde bulunarak katılım göstermişlerdi.


Bir reklam ajansı birimlerinin reklam konusunda, onca uzmanlaşmış olduğu, onca eğitim ve deneyimlerden geçtiği düşünülünce, hele bir de, her reklam kampanyasından önce, bir dizi reklam analiz çalışmaları, kreatif direktörlerin kontrolleri, gözden geçiren birimlerin birbirinden farklı uzmanlıkları ve bakış açısı da eklenince, yanlış anlaşılan reklam diye bir şeyin olamayacağı açıktır. Bilinçli olarak planlanmış ve tüketicilerin ilk karede, ne düşünecekleri belirlenmiştir. Hatta ilk kare yanlış anlaşılma üzerinden tasarlanmış ve bu yanlış anlaşılmaların kaç saniye sürdürüldükten sonra, reklamın diğer kısmını gösterecekleri belirlenmiştir. Bu bir etki güçlendirme, ürün veya hizmetin akılda kalmasını, unutulmamasını sağlama çalışmalarıdır. Bir reklam kampanyasının tüketiciler tarafından yanlış anlaşılması için, reklamın komple tasarımı izlendikten sonra, reklam ajansının planladığı mesajların dışında, mesaj vermesi halinde olabilmektedir. Yani ancak o zaman, bir yanlış anlaşılmadan söz edebiliriz.


Bu sene başında Apple, Rival Android\'in de içinde olduğu, mobil platformla ilgili geliştirilen kampanyaları yürüten Quattro reklam ajansını kapatma kararı aldığını açıkladı. Reklam ajansını 275 milyon dolar ödeyerek almıştı. Apple, işveren ile geliştiricilere 30 eylülden itibaren ajansın kampanya hazırlamayacağını duyurdu.


Radyo reklamlarında seslendirmen olarak çalışıp, halk tarafından bilinen pek çok ünlü seslendirmen bulunmaktadır. Bunların kimisi yumuşak sesiyle, kimisi duyguları çok iyi yansıtabilmesiyle, güzel ve akıcı Türkçesiyle v.b. birbirinden farklı ses özellikleriyle, kendilerini göstermektedir. Kullanım biçimi açısından, radyolarda ünlenen isimler, geçmişte daha çok bilinmekteydi. Hatta bazı oyuncuların yüzleri tanınmıyordu ama sesleri biliniyordu. Bugünler de ise, televizyon filmlerinden, tanıtımlardan bilinen yüzlerin sesleri, daha çok kullanılıyor. Okan Bayülgenin, M.AliErbil, Şafak Sezer v.b. ünlülerin, televizyon mecrası için rol aldığı tanıtımların görüntüsüz versiyonları, radyolarda yayınlanabilmektedir. Bu çeşit ünlülerin seslerinin radyolarda duyulması, insanların radyo reklamlarını dikkatli dinlemelerini sağlıyor. Çünkü radyo reklamlarında tanıdık ses, tasarımda kullanılan ifadelerin bize, yakınlık hissi, aidiyet hissi vermelerini sağlıyor. “Sanki bizim evden biri konuşuyor gibi” öyleyse konuşan dinlenebilir, ona güvenebiliriz. Kararını verdirtiyor.

Ara: 4447556,RKLMBeni Ara